HipHop&Rap forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
HipHop&Rap forum

Daha İyi Bir Hizmet İçin Üye Olunuz!!!
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Fable- The Lost Chapters

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ReFüZeL
Admin
Admin
ReFüZeL


Mesaj Sayısı : 70
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 13/07/07

Fable- The Lost Chapters Empty
MesajKonu: Fable- The Lost Chapters   Fable- The Lost Chapters EmptyPaz Tem. 15, 2007 8:06 pm

Kahraman olmak için ilk adım
Güzel bir yaz sabahı kadar mükemmel bir şey yoktur. İşte o sabahlardan birinde Albion adlı kıtanın bir köyünde, yine her şey aynı gidiyordu: Muhafızlar güneş ışığının bunaltıcı ve mayıştırıcı etkisiyle rahat rahat oturup arkadaşlarıyla sohbet ediyor, çocuklar etrafta koşturup oyunlar oynuyorlardı. Her şey yine aynıydı. Aynı ve güzel.

O sabah bir çocuk vardı ki o yaşıtlarıyla oyun oynamıyordu. Bugün kız kardeşinin doğum günüydü. Ona hediye almayı unutmuştu, önceki yıl gibi. Babası haber vermese bu yıl da hatırlayacak değildi hani. Ama bu yıl almıştı. Kız kardeşinin olduğu köyün kuzeyindeki tarlaya koştu. Tarlaya vardığında kardeşini orada oynarken buldu ve yanına gidip hediyesini verdi. Tam o sırada arkadan bir çığlık geldi. Kahramanımız arkasını dönüp köyün girişine baktı ve bir adamın koşarak köye geldiğini gördü. Bağırdıkları net anlaşılınca çocuk paniğe düştü, kız kardeşi de öyle. Köye haydutlar geliyordu. Çocuk saklanacak bir yer bakınırken, kız kardeşi yanından koşarak köye doğru yol almaya başladı. Çocuk ona bağırmaya çalıştı; fakat önündeki adamın bir okla öldürülmesinin dehşetiyle ağzından bir şey çıkmadı. Kenara, çalılıların arasına saklandı ve umutsuzca olanları izlemeye başladı.

İşkence gibi geçen birkaç saatten sonra -ki bu saatlerde sadece insan çığlıkları duymuştu- artık hiç ses yoktu; yani kulağına gelen yanma sesinin dışında. Yerinden çıktı ve köye doğru ilerlemeye başladı. Her yer yıkılıp yakılmıştı, yerler ölülerle doluydu. Nihayet evinin oraya vardığında, yerde babasının bedenini gördü. Diğerlerinden eser yoktu. Koşup babasına sarıldı ve ağlamaya başladı. Önden bir çatırtı geldi ve evlerin arasından bir haydut çıktı. Bağırarak çocuğa doğru koştu. Çocuğu öldürmesi kolay olurdu, tabii bir yıldırımla çarpılmasaydı. Çocuk arkasına döndü ve abanoz renkli teni olan, oldukça iri yapılı bir adam gördü. Adam Heroes Tarikatı’nın başı Maze’di ve ona yardım edip tarikata götürüp eğitimini başlattı. Çocuğun, yani kahramanımızın hikayesi işte böyle başlar.

Tam bir RPG
Fable’ın başlıca konusu bu. Bir çocuğu yaşlanıncaya kadar yönetiyoruz. Oyunun içinde her türden biraz var. Aksiyon, macera ve en önemlisi RPG öğelerini barındırıyor. Bir senaryoyu bitirmek için yaklaşık on iki, on üç saate ihtiyacınız var. Dikkat edin, bir senaryo dedim. Çünkü oyun içindeki hareketlerinize göre değişen çeşitli senaryolar var. Tabii ki buna göre birkaç farklı son da mevcut.

Oyunu başlı başına iki farklı senaryo zinciri oluşturuyor. Yaptığınız hareketlere ya da görevlere göre iyilik ya da kötülük puanı alıyorsunuz ve bu puanınız, senaryonuzu etkiliyor. Genelde görevler çift yönlü oluyor. Mesela size Orchant adlı çiftlikle ilgili bir görev veriyor. İsterseniz orayı haydutlara karşı savunuyorsunuz, isterseniz de haydutlarla oraya saldırabiliyorsunuz. Bu hareketleriniz sizi iyi ya da kötü yapıyor. İyi ya da kötü olmanın da bazı zararları ve yararları oluyor. İyi olunca hırsızlık yapılmıyor ve bazı görevler de sizi oldukça uğraştırabiliyor. Kötü olunca hırsızlık yaparsanız paranız artıyor, daha rahat bir oyun oynayabiliyorsunuz. Ayrıca kendi ustanızı ve çocukları öldürmeye kadar da kötü işler yapabiliyorsunuz.
Yine RPG’den bildiğimiz öldür ve düşeni al metodunu burada da kullanacağız. Öldürdüğümüz canavarlardan iksir, silah vb. nesneler düşecek. Ayrıca oyun bize zengin bir nesne çeşitliliğini de sunuyor. Gittiğimiz kasabalarda silahtan tutun iksirlere, hediyelere ya da saçımıza sakalımıza şekil vereceğimiz berber dükkanlarına rastlayabiliyoruz. Şehir hayatından söz açılmışken, tabii ki kahramanımızın sosyal hayatı da var. İsterseniz oyununuzun bir kısmını şehirde kadın tavlamak için uğraşabilir, şehirden kendinize ve eşinize bir ev alabilir, onunla mutlu mesut yaşayabilirsiniz.

Oynanışı genel olarak kolay bir oyun. Bu oyuna dövüşler için yepyeni bir karaktere kilitlenme özelliği konulmuş. Örneğin teke tek bir dövüştesiniz ve vuracağınızı kaçırmamanız gerekiyor. Hemen düşmanınıza kilitlenip (Bu eylem gerçekleştiğinde, ekranınız kıpkırmızı olur ve ne yaparsanız yapın düşmana dönük durursunuz.) ıskalamadan ona vurabilirsiniz. Ne yazık ki bu özellik çoklu dövüşlerde işe yaramayacaktır. Oyunda, yakın dövüşün yanında, uzak dövüş silahlarını da kullanıyoruz. Çeşitliliklerinin yanı sıra, iki adet asıl uzak dövüş silahları var; arbalet ve yay. Bu silahlarda bir özellik var ki diğer RPG’lerin çoğunda bulunmayan bir özellik. Normal olarak ateş tuşuna bastığımızda attığımız oku, manual olarak biz de atabiliyoruz. Mesela çok uzakta olan, saldırmamız gereken bir yaratık gördük; fakat otomatik olarak ok atarsak ıskalama şansımız daha büyük. Hemen çekiyoruz yayımızı ya da arbaletimizi, farenin sağ tuşuna basarak manual atışı aktif ediyoruz. Bundan sonra kontrol bizde. Artık faremizin tekerleğiyle bir nevi yakınlaştırıp uzaklaştırabiliyoruz. Bu şekilde de rahat rahat nokta atışları yapabiliyoruz. Ayrıca bu oyunda da karşımıza “boss”lar çıkıyor ve öldürdüğümüz “boss”tan bize kalan şeyi şehir meydanlarında sergileyerek, halkın beğenisini kazanabiliyoruz.

Fable’da oldukça büyük bir haritada oynuyoruz. Harita, çeşitli isimlerden oluşan bölümlere ayrılmış durumda. Her bölümün arasında geçiş yaparken çok kısa bir bekleme süresi oluyor. Tabii ki bazı görevlerde oldukça fazla bölümü kat etmeniz gerektiğinden dolayı, beklemek bazen sıkabiliyor.

Atmosfer Bir Harika
Gelelim oyunun atmosferine. Her bölge -ki bunlara birbirinden farklı iklim çeşitlerine sahip olanlar da dâhil- birbirinden farklı ve adeta eşsiz. Göze çok çarpan bir şey yok, fazla kaçan bir şey de yok. Her şey yerli yerinde. İnsanlarla etkileşim ise biraz size kalmış. Eğer kötü bir kişiliğe sahipseniz, insanlar sizle konuşmaktan kaçınırlar; ancak iyi bir kişiyseniz, insanlar sizi gördüklerinde alkışlayacak, sizin galibiyetlerinizden bahsedecek, hatta sizin hakkınızda yanındaki insanlarla fısıldaşacak. Oyunda, şehir dışında gezinen, kendi hayatına bakan NPC’ler mevcut. Onlar sayesinde, şehre gitmeden ihtiyacımız olanları alabiliyoruz. Oyundaki NPC zekası da oldukça iyi. Onları biraz gözlerseniz sohbet ettiklerini, birbirlerine laf attıklarını görebilirsiniz.
afiklerden biraz bahsetmek gerekirse, o yönden pek de bir şölen olmadığı kesin; fakat sistem isteklerine ve bize sunduğu geniş ayrıcalıkların yanında, bu biraz sönük kalıyor. Yine de gölgelendirmelerden tutun da ayağınızı bastığınızda arkanızda bıraktığınız ize kadar yeterli bir görüntü sunuyor oyun size. Ancak bazı küçük ayrıntılar atlanılmış gibi. Örneğin, karakter mimiklerine pek önem vermemiş yapımcılar. Onun dışında yer ve nesne modellemeleri oldukça başarılı. Oyunu genel olarak üçüncü şahsın gözünden oynuyoruz, onun dışında ok kullanırken yaklaştırma özelliğini kullanırsak, olayı birinci kişiye kadar indirebiliyoruz. Oyun, bazı ekran kartlarında sorun çıkarabiliyor ki, bunu da ekran kartınızın son sürücüsünü yükleyerek düzeltmeyi deneyebilirsiniz.

Seslerle ise yeteri kadar uğraşılmadığı düşüncesindeyim. İletişime geçtiğimiz insanların bize söyledikleri biraz sınırlı. Bu beni biraz üzdü; fakat yine de göz ardı edilebilir bir eksi diye düşünmüyorum. Sonuç olarak Fable, birden çok senaryolu bir oyun. Bu yüzden yapımcılar, sıkıştırabildikleri kadar kişi seslendirmesi koymuşlar oyuna.

Müzikler ise oyunun en iyi artılarından biri. Zaten Londra Flarmoni Orkestrası tarafından özenle yapılmış, yaşadığımız fantastik havayı bize adeta dinlettiren müzikler var oyunda. Bulunduğunuz yere göre, örneğin; açık havada dolaşıyorsanız rahatlatıcı bir müzik, düşmanla savaşıyorsanız hareketli bir müzik ya da zindanlarda kol geziyorsanız sizi geren bir müzik dinliyorsunuz. Bu da oyunun havasını kat kat arttırıyor.

Son Söz
Son olarak oyunu şöyle kısa bir tahlilden geçirirsek; elimizde koca bir dünya, mükemmel senaryolar, orta derecede grafikler ve mükemmel müzikler olduğunu görürüz. Fable: The Lost Chapters, çıktığında insanlara sırf bu oyun için konsol aldıran oyun, şimdi bilgisayarlarınız için geldi. Haydi, Albion’un kapısını aralayalım, kahraman olmak için…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kankyler.nicetopic.net
 
Fable- The Lost Chapters
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HipHop&Rap forum :: --=OYUN DÜNYASI=-- :: Oyun incelemeleri-Tanıtımlar-
Buraya geçin: